20 Nisan 2013 Cumartesi

Küresel Isınmanın Etkileri


         ·      Aşırı sıcak ve soğuk canlılarda kromozom sayısı ve yapısı mutasyonlarını artırarak canlıların kalıtsal yapılarının değişmesine yol açacaktır.
         ·         Kutup Bölgelerindeki donmuş topraklar, küresel ısınma sonucu çözülmeye başlayarak binlerce yıl boyunca bünyelerinde bulunan sera gazlarını atmosfere bırakacaktır.
        ·         Küresel ısınma, gece-gündüz sıcaklık farkını giderek azaltacaktır.
        ·         Kasırga, hortum ve yıldırım gibi atmosfer felaketleri fazlalaşacaktır.
        ·         Asit yağmurlarının ve birçok doğa felaketinin zincirleme oluşmasını tetikleyecektir
        ·         Bütün bu olumsuz olaylar insanı moral çöküntüsüne sürükleyerek ruhsal yapısının hassaslaşmasına ve anlaşmazlıkların artmasına neden olacaktır.
        ·         Okyanus sıcaklıklarının artmasıyla buzullar eriyecek ve önümüzdeki yüzyılın ortalarına doğru deniz yüksekliği 0.10–0.32m yükselecektir
        ·         2050 yılına kadar UV B radyasyonun %20-%25 artması beklenmektedir. Bu değişim enlemlere göre farklılık gösterecektir.
         ·         iklim değişikliği sonucunda oluşan yetersiz beslenme ve tek başına küresel olarak dağılan ve etkili olan hastalıklar(ishal,sıtma) görülmektedir. Bazı hastalıklar sıcaklık ve yağışa karşı oldukça duyarlıdır. Yüksek sıcaklıkların olduğu dönemlerde özellikle çocuklarda ishal salgınları görülmüştür neden olan tehlikenin (virüs, enfeksiyon vb.) dağılımını da değiştirecektir.
         ·         İklim değişikliğinden dolayı kuş gribinden sarıhummaya kadar olan bir düzine hastalık yabani hayvanlar yoluyla yayılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafınca yapılan bilimsel çalışmalarda bu hastalıklar aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:Kuş gribi,Kene Kolera,Ebola Parazitler,Veba,Lyme,Zararlı deniz yosunları,Kızıl humma, sıtma,Uyku hastalığı,Verem,Sarıhumma, sıtma .
        ·         Çevre sıcaklığı yükseldiği zaman, vücut ısısı da yükselmektedir. Bu durum daha fazla hastalıklara, ölümlere, kalp rahatsızlıklarına neden olmaktadır.
        ·         Türkiye de ise 1957 yılında Ankara da Hatip Çayı’nın taşması sonucunda 185 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.1995 yılı kasım ayının ilk günlerinde İzmir’deYamanlar Deresi’nin taşması sonucunda meydana gelen sel felaketinde 61vatandaşımız hayatını yitirmiştir. 1998 Mayıs ayında Batı Karadeniz Bölgesinde
meydana gelen şiddetli sel sonucunda 28, aynı şekilde 2006 yılının kasım ayında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde meydana gelen şiddetli yağış ve sel sonucunda da 42 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 19 Haziran 2004 tarihinde Ankara’nın Çubuk ilçesinin Sünlü köyünde meydana gelen hortum da ise 4 kişi hayatını kaybetti.
          ·         Deniz seviyesinde görülecek yükselme, birçok kıyı bölgesi yerleşimini olumsuz yönde etkileyecektir. Örneğin deniz seviyesinde meydana gelecek 100 cm’lik bir artışla Hollanda’nın %6’sı, Bangladeş’in %17,5’i ve birçok adanın ya tümü ya da büyük bölümü sular altında kalacaktır. Denizlerdeki yükselme kıyı ekosistemlerinde büyük değişiklikler yaratacak, denizlere yakın alçak düzlüklerde yeni bataklıklar meydana gelecektir. Denizlerin karalar üzerinde ilerlemesi ile oluşacak arazi kayıplarının yanında kıyı erozyonlarında da artışlar görülecektir.
          ·         Kıtalar üzerine düşen yağış miktarı son yüzyıl içerisinde %1’lik bir artış göstermiştir. Gücünü suyun buharlaşmasından alan kasırgalar muhtemelen daha da güçlü olacaklardır. El Nino kasırgası önceki yüz yıllık periyotla karşılaştırıldığında son 20-30 yıllık süreçte daha sık, uzun süreli ve şiddetli görülmeye başlanmıştır.
          ·         Küresel ısınmanın etkisiyle hayvanlar ve bitkiler kutuplara ve üst dağlık kesimlere-yüksek rakımlara doğru göç edeceklerdir. Ancak, bu göç yollarını tıkayan kentler ya da tarım arazileri ile karşılaşan ve bunları aşamayan bitki türlerinin nesilleri tükenecektir.
           ·         Buzulların erimesi başata kutup ayıları ve kral penguenleri ve onların habitatlarını tehdit etmekte, besin bulmalarını zorlaştırmaktadır. Yapılan gözlemler kutup ayılarının vücut ağırlığında daha şimdiden %10 azalma olduğunu göstermiştir. Aynı şekilde su ekosistemlerinin aşırı ısınması planktonların zarar görmesine, balıkların üretkenliğinin azalmasına, göç etmesine ve bunun sonucu su ekosistemlerinde besin zincirinde kopmaların oluşmasına neden olmaktadır.
           ·         Deniz buzunun eriyerek küçülmesi, kutup ayıları, foklar ve deniz ayılarının biyolojik habitatlarını tehdit etmekle beraber daha soğuk açık okyanus suyunun oluşumuna sebep olarak okyanusun CO2 depolama kapasitesini artırmaktadır
          ·         insan kaynaklı yangınlar yanında sıcaklık artışına bağlı yangınlarda da artış görülmektedir. Özellikle Ak Deniz bölgesinde son yıllarda sıcaklı artışına bağlı olarak gerçekleşen yangınlar sonucu yüz binlerce ağaç türü, bitki, böcek,mikroorganizma türü ile birlikte milyonlarca dekarlık orman arazisi yok olmuş ve yok olmaya da devam etmektedir.
          ·         Kaçkar dağlarında son iki yıldır buzullarda erime başlamıştır. Eriyen buzullarla birlikte bu bölgeye özgü canlı formların kompozisyonunda da değişmeler saptanmıştır. Ayrıca 20 yıldır ekolojik çalışmaların yürütüldüğü Kızılcahamam Milli Parkı'nda, yaşamları tamamen su veya nemin var olduğu ekolojik ortamlara bağlı olan ciğerotlarından, eskiden 20 tür mevcutken, şimdi 4 tür bulunduğu saptanmıştır.
          ·         Ormanlarda toplu ağaç kurumaları ve hastalık salgını görülür.
          ·         Dünya’nın en önemli 200 havzası arasında sayılan, Konya Kapalı havzası’nda yer alan iki yıl öncesine kadar bir çok türde onbinlerce kuşa ev sahipliği yapan Bolluk, Kulu, Samsam, Kozanlı,Hotamış, Akşehir, Eber, Suğla, Meke, Eşmekaya, Ereğli,Tersakan ve Düden Sazlık ve Gölleri küresel ısınma nedeniyle bualanların suları çekilmiş bulunmaktadır. Türkiye’nin toplam yer altı suyunun %40’ını barındıran Konya Kapalı Havzası’nda su seviyesi son yirmi yılda önemli oranda düşerken, yerüstü sularında da sürekli bir azalma seyri gözlemlenmektedir.
           ·         Zararlı böcek salgınları olur.
            ·         Kızıldeniz’de yaşayan bazı yosun ve balık türlerine Türkiye denizlerinde rastlanmaya başlanmıştır.Bununla birlikte özellikle son yıllarda Ege Denizi’nde yaşayan yumuşak mercanların Eunicella cavaloni ve Eunicella singularis kolonilerinde görülen beyazlama ve soyulmalarının sıcaklık artışıyla ilgili olduğu belirlenmiştir. Mercanlarda %25 oranında beyazlama saptanmıştır. Bu olgu özellikle Kaş ve Kemer/Antalya bölgelerinde açıkça görülmektedir. Bunun dışında, salpa, kupes ve papaz balıklarının son yıllarda Karadeniz’de özellikle İğneada, Kıyıköy ve Şile bölgesinde avlanmaya başlanması Karadeniz yüzey suyu sıcaklığındaki artışla açıklanmaktadır.
Kaynaklar: